Bugün, 9 Eylül 1922’de emperyalizmin de yenilebileceğini bütün dünyaya gösteren Mustafa Kemal’in ordusunun İzmir’e girdiği gün.
Bugün, İzmir’e Türk bayrağının çekilmesiyle birlikte büyük zaferin sevincini yaşayıp “Bitti paşam, başardık” diyenlere Mustafa Kemal’in, “Hayır, şimdi başlıyoruz” dediği gün!
Bugün, Kurtuluş Savaşı’nı kadınıyla erkeğiyle hep birlikte veren bir milletin, eşit bir toplum düzeni kurmak için yola çıktığı gün.
***
Türkiye Kadın Voleybol Milli Takımı’mızın elde ettiği büyük başarı Cumhuriyetin 100 yılda ne kadar yol aldığının göstergesi.
29 Ekim 2023’te 100. yılını kutlayacağımız Cumhuriyetin bütün devrimleri kadını erkeğin yanına koyan, eşitleyen atılımlardır. Medeni Kanun’dan Öğretim Birliği Yasası’na kadar her adım kadınlarımız için büyük hamleydi, çağı yakalamaktı. Cumhuriyetin ilk yılları, “ilk kadın muhtar”, “ilk kadın pilot”, “ilk kadın avukat”, “ilk kadın milletvekili” diye başlayan anlatımlarla doludur.
Atatürk daha 1921’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermekten yanaydı. 15 Kasım 1921’de bucak ve köylerin yönetimiyle ilgili kanun görüşülürken kadınların da katılma hakkını gündeme getirdi. O dönemin Meclis’indeki baskın görüş buna, “asla” diye tepki verdi. Mustafa Kemal bu hakkı yazmıştı, mutlak olacaktı ama biraz daha vakti vardı.
Meclis’e izleyici olarak ilk giren kadın 1 Mart 1923’te Mustafa Kemal’in eşi Latife Hanım oldu. O gün Atatürk Meclis’in yeni dönemini açış konuşmasını yapıyordu:
“Kapsamlı bir eğitim için önemli merkezlerde çağdaş kitaplıklar, konservatuvarlar, işlikler, müzeler, sergi evleri açmak gerektiği gibi memleketin basımevleriyle de donatılması gerekmektedir...”
11 yıl sonra 5 Aralık 1934’te kadınlarımıza milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanıyan anayasa değişikliği kabul edildi. 7 Aralık’ta kadınlar bunu İstanbul’da büyük bir mitingle kutladı.
***
Kadın Voleybol Milli Takımı’mız 1920’lerde atılan temellerin üzerine kurulu, bütün dünyadan görünen uygarlık kulemiz oldu.
Bu başarı bir bütün. Önce Eczacıbaşı, Vakıfbank gibi kulüplerin, ardından Fenerbahçe’nin bu alana önem vermesi, milli takımı doğurdu. Voleybol Federasyonu başkanları da Ahmet Gülüm’den Mehmet Akif Üstündağ’a kadar başarı için büyük çaba harcadılar. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı da kutluyoruz.
Çağdaş uygarlık düzeyini yakalamada genel anlamda yüzde 5’lik bir kaynağımız var. Dünyada okuryazarlığın ölçütü günde bir yayın organının haberlerine bakıp ayda bir kitabevine gitmek. Bu oran bizde yüzde 5. Bizde meydan okuma, bildiğini okuma, canına okuma, hariçten gazel okuma çok var, az da kitap-gazete okuma var!
Üç yanımız denizlerle çevrili ama yüzme bilenlerimiz yüzde 5. Yazın deniz kıyısına gidin, boyu aşan yeri insan duvarından fark edersiniz!
Düzenli spor yapanlarımızın oranı da yüzde 5! Birisi amaçsız iş yapınca takılıyoruz: “Spor olsun diye mi?”
Kadın voleybolcularımızın ruhumuzda bıraktığı tadı bozmayalım. Sözü kaptan Eda Erdem’in, “Ne kadar prim istiyorsunuz” sorusuna verdiği yanıtla noktalayalım:
“Atatürk’ün sporcu kızları, ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz. Ne prim ister ne de özel bir şey. 85 milyona yaşattığımız mutluluk bize yeter.”
Teşekkürler Eda...
Bu sayı hepimize yeter!
Gönder