Saadet Partisi sürekli çağrıda bulunuyordu..
İsrail’deki Büyükelçi’nin geri çekilmesini istiyordu..
“Affedersiniz, Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e en sert tepkiyi göstereceğinden küçücük bir tereddütünüz mü var ki, o ‘birazcık sabredin’ derken, alelacele böyle bir talebe imza atıyorsunuz. Siz ne isterseniz, Tayip Erdoğan iki fazlasını İsrail’e uygular.. Ki; Mavi Marmara gemisi olayında, sizin hayalinizi bile geçecek en sert tepkiyi vermişti.. Biraz bekleyemez misiniz?” demiştik..
Yanılmadık..
Büyükelçi geri çağrıldı..
“İstişarelerde bulunmak üzere” gibi bir gerekçe de sunuldu..
Ama herkes biliyor ki, “istişare” dediğinizi, telefonda dahi yapabilirsiniz..
Büyükelçi’nin geri çekilmesi, tüm dünya biliyor ki, İsrail’in katliamlarını protesto amacına matuf..
Bu arada, İHH’nin başlattığı İncirlik Üssü’nün siviller tarafından kuşatılması eylemi için, İstanbul’dan hareketle ve tüm Anadolu’dan gelenlerle büyük yürüyüş sürüyor..
CHP’liler, cezaevinden çıkarmak için milletvekili adayı yaptıkları Enis Berberoğlu için Ankara’dan İstanbul’a yürüsünler..
Solcular, “6. Filoya biz itiraz ettik, dindarlar seyrettiler” mavalları ile laf çaksınlar..
Kemalistler “Haydi haydi, Gazze’ye gitsenize” desinler..
Türkiye, katliamlara sessiz kalmayacağını gösteriyor..
Milletvekilinin cezaevinden çıkarılması için değil..
Bir elit tabakanın rahatı, keyfi için değil..
Gazze’de ölen çocuklar için..
Bombalanan hastanedeki siviller için..
İHH öncülüğünde sivil yürüyüş sürüyor.
İHH gönüllüsü sivillerin İncirlik Üssü’nü kuşatması da, bugün..
Siviller tarafından, İncirlik Üssü’nün kuşatılması ne demek biliyor musunuz?
Amerika’nın kuşatılması demek…
Akdeniz’e, İsrail’e yardım etmek için gönderilen uçak gemisinin kuşatılması demek..
Çok bilmiş dış ilişkiler uzmanları..
İttifak yaptıkları İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “HAMAS terör örgütüdür” sözünü sindirebilen Saadet Partisi yönetimi istediklerini söylesinler..
Türkiye, Gazze’deki katliama, mevcut tüm ülkeler içinde, en sert protestoyu yapıyor..
Sosyalist Enternasyonal’e üyeliklerini, dünkü kongrelerinde tekrarlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “göçmen düşmanlığı”nı bu üyelikle nasıl bağdaştırdığını anlatamadı..
Hatta dahası var..
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimini kaybetmesinin sebeplerini sıralarken, “vatandaşlık verilen milyonlarca sığınmacıya rağmen” ifadesini kullandı..
Resmi rakamlarda seçmen olarak 200 bine bile ulaşmayan bir sayıyı, “milyonlar” olarak ifade eden mücahit(!) Kılıçdaroğlu’ndan, 2,5 milyon Filistinli’nin yaşadığı katliam/soykırımla ilgili ise, tek kelime gelmedi..
Sadece Kılıçdaroğlu değil, dünkü CHP kongresinde saatlerce konuşan genel başkanlığa soyunan tavşan aday Özgür Özel de, Gazze’den bahsetmedi..
Türkiye’yi yönetmeye talip olanlar, dünyada neler olup bittiğinden habersizler mi?
Yoksa onlar da, dünya genelindeki diğer batılı devlet yöneticileri gibi, üç maymunu mu oynuyorlar?
Yoksa, yoksa..
“CHP’ye Kemal mi, yoksa Özgür mü genel başkan olacak” sorusu, “Filistin’de ölen çocuklar”dan daha mı önemli?
2017 yılındaki Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş anayasa değişikliğininin referandumunda, “Millet Meclisi işlevsizleştiriliyor” diyen Kemal Kılıçdaroğlu ve şürekası..
Şimdi tam da, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Bizde meclis var. İsveç’in NATO üyeliği orada oylanacak” diyerek, Amerika’nın Senatosu’na gönderme yaptığı bir süreçte..
“Sizin Senato’nuz varsa, bizim de Meclisimiz var” dediği bir süreçte..
CHP’liler İsveç’in Nato’ya alınması için oylamada istisnasız evet çıkması amacıyla, toplantı üzerine toplantı yapıyorlar..
Amerika’nın boyunduruğuna girmişler, ama başkalarını Amerikancılık ile suçluyorlar..
Türkiye, CHP’si ile, AK Partilisi ile, Saadet’lisi ile, İP’lisi ile, MHP’lisi ile, İsveç’in NATO üyeliğine “hayır” oyu kullansa..
Amerika, İsrail’in katliamlarının durdurulması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde alınan kararı veto etmesinin cevabını alsa..
Kötü mü olur?
Bu solculardan iyi aktrist çıkıyor.
Bakın film yıldızlarına.. Hemen tamamı CHP zihniyetli..
Aktrist olmayanlar da, çok güzel rol yapıyorlar..
1968’de, şeklen bir gösteri yapmışlar.. “6. Filo defol” afişi ile, yaptıkları gösterinin rantını, 54 yıldır yiye yiye bitiremediler..
Şimdi diyoruz ki, “Haydi hep birlikte Go Home” diyelim..
Yan çiziyorlar..
Geçtiğimiz yıllarda Amerika’da Türkiye adına büyükelçilik yapan Namık Tan, şimdi CHP milletvekili sıfatı ile, Amerika’nın isteği üzerine, “İsveç’in NATO üyeliği”nin kabul edilmesi için, CHP milletvekilleri ile tek tek görüşüyor..
Millet İttifakı’nın (Zillet demedim. Belki ıslah olurlar ümidi ile) bileşenleri, kimisi HAMAS’a terörist derken, kimisi İsveç’in NATO üyeliği için geceli gündüzlü kulis yaparken..
Cumhur İttifakı’nın bileşenleri, tam da milletin isteklerini dillendirerek..
Yeniden Refah Partisi, “İncirlik Üssü kapatılsın” diyor..
HÜDAPAR, Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla, insanlık suçu işlendiği gerekçesi gösterilerek, İsrailli yöneticiler hakkında, Türkiye’de dava açılmasını öneriyor..
Her iki parti de, açıkça İsveç oylamasında “hayır” oyu kullanacaklarını açıklıyorlar..
İcraat mı?
Cumhur İttifakı’nda işte icraat..
Ya Millet İttifakı’nda ne var?
Riyakarlık. Korkaklık.. İstismar.. Farklı tellerden saz çalmalar..
Birinin söylediğini diğerinden yalanlama.. Birisinin mücahid dediğine, diğerinin terörist demesi.. Birisinin yetersiz bulduğunu, diğerinin gereksiz bulması..
Daha nice zıtlıklar. Nice ihtilaflar..
İyi Parti Milletvekili Adnan Beker, seçimden 4 ay sonra ne demişti: “6’lı masa kazansaydı, biz daha bakanlıkları oluşturamazdık. Allah memleketi korumuş.”
Gerçekten de öyle..
Allah bu memleketi, CHP’den, ona vagonluk yapan muhafazakar geçinen partilerden de korumuş.
Gönder