Kanser tedavisi sırasında ve sonrasında doğru beslenme ile hastalığa ve tedaviye bağlı görülebilecek yan etkiler daha hafif olabilir ve nüks riski azalabilir. 17 Haziran’daki yazımda güneşlenmenin kanser üzerine olan etkilerini konuştuğum Gazi Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun’la bu yazımda da kanser hastalarının beslenme konusuna devam ettim. Prof. Dr. Coşkun, şu önemli bilgileri verdi.
Prof. Dr. Uğur Coşkun
KEMOTERAPİ DÖNEMİNDEKİ BESİNLER
Kemoterapi sırasında beslenme her hastanın ihtiyaçlarına göre farklılık gösterebilir. Kanser tedavisi gören onkoloji hastalarının özellikle sebze, meyve ve protein alımının yeterli olması çok önemlidir.
Bunun yanında kemoterapi alınmasına engel olabilecek bazı kan değerlerinin düşmesini engellemek amacı ile B12, folik asit, çinko, demir ve magnezyum içeren besinlerin tüketilmesi gerekmektedir. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, çiğ kuruyemişler, yumurta, yoğurt, peynir ve karaciğer tüketimi bu vitaminlerin besinler aracılığı ile yeterli miktarda alınmasını sağlayacaktır.
AKDENİZ DİYETİ KORUYUCU OLABİLİR
Akdeniz diyeti UNESCO tarafından Somut Olmayan Dünya Mirasları listesine eklenmiştir.Başta kanser olmak üzere pek çok kronik rahatsızlığa karşı koruyucu olduğunu gösteren pek çok çalışma mevcuttur. Özellikle meme ve kolon kanseri başta olmak üzere mide, karaciğer, baş ve boyun, safra kesesi ile safra yolu kanseri riskinde azalma olduğunu ve hastalık tekrar riskinin düştüğü saptanmıştır. Akdeniz diyeti genel olarak sebze, meyve, kepekli tahıllar, fasulye, kabuklu yemiş, tohumlar ve zeytinyağına dayanan bir beslenme biçimidir. Günde 5 porsiyon taze sebze ve meyve tüketilmelidir, meyve tüketiminin 3 porsiyonu geçmemesine özen gösterilmelidir. Tam tahıl ürünleri zengin lif içeriği sayesinde uzun süre tok kalmanızı sağlar.
TAHIL ÜRÜNLERİ BESLENMEDE YER ALMALI
Bulgur, yulaf, esmer pirinç, soya fasulyesi, keten tohumu, kuskus, esmer ekmek çeşitleri gibi tahıl ürünleri beslenme planında yer almalıdır. Yağ kaynağı olarak tereyağı ve Hindistan cevizi yağı gibi doymuş yağlar yerine zeytinyağı, ceviz, badem, fındık, avokado gibi sağlıklı yağlar tercih edilmelidir. Kırmızı et haftada en fazla 1-2 gün, tavuk, hindi ve balık haftanın 2 günü tüketilmelidir. Süt, yoğurt, ayran, peynir gibi süt ve süt ürünlerinin yarım yağlı olanları tercih edilmelidir. Haftanın en az bir günü fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller tüketilmelidir.
BAĞIRSAK MİKROBİYOTASI ÇOK ÖNEMLİ
Tüm besinler bağırsaktan emilerek kana karışmaktadır. Bu nedenle bağırsak sağlığı yediğimiz besinlerden maksimum oranda faydalanabilmemiz için çok önemlidir. Sürekli olarak kabızlık ve ishal gibi bağırsak problemleri yaşamak vitamin-mineral yetersizliklerine neden olabilir. Özellikle kabızlık durumunda dışkının kolona sürekli temas etmesi kolon kanseri riskini arttırmaktadır. Bağırsakları korumak ve mikrobiyatayı düzenlemek için yoğurt, kefir, boza gibi probiyotik besinlerin yanında yulaf, bulgur, tam tahıllı ekmekler gibi lifli besinler tüketilmelidir.
Gönder