Bundan önce ise sanayileşme; işçi, işveren arasındaki sorunlar ve bunların çözümü ile siyasal olarak yönetilmesine kafa yoran bilimadamları ve sosyologların birçok bilimsel eser üretmesine neden olmuştur. İşte bunlardan en meşhuru Fransız Gustave Le Bon’un “Kitleler Psikolojisi ve Devrim Psikolojisi” adlı kitabıdır. Bilenler bilir. Bu kitapta yazılanlar 1900’lü yılların başından itibaren birçok firmanın tüketiciyi, siyasinin ise vatandaşı toplu halde etkilemesi ve yönlendirmesinin önünü açmıştır. Kitapta yazılanların, atomun parçalanmasının fizik biliminde açtığı çığır kadar sosyal bilimlerde etki yarattığını söylersek, mübalağa etmiş olmayız. Bu girizgâhtan sonra konuyu tabii ki Türkiye’nin 2023 seçimlerine getireceğim.
TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ
* Le Bon kitabında, kitle için “zihinlerin tekleşmesi prensibi ve bireylerin farklı zihinlerinin tek bir varlık zihni gibi nasıl birleşebileceğini” açıklamış.
* Bu durum sosyologları; kitle karakterini açıklamaya ve bilinç meselesini idrak etmeye itmiş.
* Böylece toplum mühendisliği olarak açıklanan kitlelerin nasıl etkileneceği ve yönlendirileceğine dair onlarca yol, yöntem keşfedilmiş.
* Bizim için Türkiye’nin son çeyrek yüzyılımıza etki eden siyasi süreçleri analiz ederken, bu yönüyle bakmakta fayda var.
SEÇMEN TALEBİ
* Zira dün geceki seçim sonuçları 2018’den, 2018 seçim sonuçları, bir önceki referandumdan farklı değil.
* Kutuplaşma diye yaftaladığımız durum aslında bir seçmen talebi.
* İki kutup aslında siyasi bir denge.
* Seçmen tarafından onaylanmış iki iktidar alanı var ülkemizde.
* Yarışmayı kazanan siyasi iktidar ülkeyi, kaybeden diğeri ise kendi kitlesini yönetiyor beş yıllığına.
DERS ÇIKARMAK
* Ülkeyi yönetme ehliyeti alamayan ve bu nedenle kendi kitlesini yönetmeye alışmış kutuplaşmanın muhalefet tarafında kalan temsilcileri, yıllardır bundan ders çıkarmayı değil, kendi iktidar alanlarını yönetmeyi tercih ediyorlar.
* Seçim gecesi sıcağı sıcağına muhalefet saflarından yapılan açıklamalar, alınan yüzde 47.84’lük kitle desteğinden memnun olduklarının işareti.
SÖYLEM VE TAVIR DEĞİŞİKLİĞİ
* Gustave Le Bon’un kitleleri tanımladığı günden bu yana neredeyse 125 yıl geçti, lakin insan psikolojisi o kadar teknolojik gelişmeye ve zenginleşmeye rağmen değişmediğini gösterdi. Halen daha benzer etkilere, benzer tepkiler veriliyor.
* Yüzde 47.84’lük kitle desteğinden memnun olanlar söylem ve tavırlarını değiştirmedikleri sürece 2028 seçimlerinde de aynı sonuçla karşılaşacaklarını biliyorlar.
* Kutubun yüzde 52’lik diğer kitlesini etkilemek için ezber bozmak gerek. Ancak onun maliyeti; yüzde 47.84’lük kendi muhalif iktidar alanı dışına çıkmayı, bu ise kaybetme riskini barındırıyor.
Ne dersiniz, sizce bu risk alınacak mı? Ancak özellikle kitle içinde olan birey ile yalnız başına yaşayan aynı bireyin taşıdığı karakterin birbirine zıt olduğunu, kitlenin içindeyken kendi menfaatine bile aykırı bir şekilde hareket edebileceğini iddia eden Gustave Le Bon’a göre bu risk alınmayacak.
Gönder