MARTILAR kendilerine ısmarlanan simitleri iyiliğin parmaklarına alyans olarak geçirir. Bayat ekmekleri didiklerken kıyılardaki insanları bile can kulağıyla dinler.
Denizlere dökülen ziftlerle hayatlarına göz koyulurken, her sabah işe koyulurlar dalgaların üzerinde ve insanlara haykırırlar "uyanın!" diye.
Hepsi doğuştan şair, hepsi insanlardan mert. O yüzden ağzı kan kokan insanlar değil, yürekli martılardır hikayelerin kahramanları.
***
Birileri ekmek attı suya martılar için.
Adamın biri kendini denize atmak için cesaret topluyordu sanki.
Çocukluğumuzdan beri denizler çaresizliğin mezarı sayılır ya, intiharın eşiğindeki adamın durumunu fark edince yanına gitmekten kendimi alamadım.
***
Hatırını sordum oralı olmadı.
"Düşündüğümü yapmak istiyorsanız yakışmaz" dedim de savunmasız bir iskelet söz aldı sanki.
"Bu benim değil, çaresizliğimin ölümü" dedi, "aylardır işsizim, karımın ve iki çocuğumun yüzüne bakacak halim kalmadı." Martılar dalgalarla dövüşüyordu sıra.
İşsiz adamın bir yanı verdiklerimi kabul etmeyecek kadar gururlu, öte yanı çaresizliğe yenik düşecek kadar korkaktı.
"Bari bir çayımı iç" dedim, elindeki tepsiyle çay satan adamdan iki çay ısmarladım.
Çay bardağını avuçlarının arasında tuttu, benden birkaç metre uzağa gitti.
***
O sırada fiyakalı biri indi lüks bir otomobilden, alaycı bir tavırla "burada film çevriliyor galiba" dedi.
"Evet" dedim, "birazdan ayı oynatacaklar da sizin gibi birini bekliyorlardı!" Cümlem züppenin ilgisini çekmedi, beklenen sahnenin içindeki işsiz adamın yanına yaklaştı, "sizin gibiler ne güzel ölüyor, izlemeye bayılıyorum" dedi.
Güldü, ağzındaki engerek de güldü.
***
O sırada bir toz bulutu kapladı ortalığı.
Belli ki züppenin toza alerjisi vardı hapşırdı, "çok yaşa" dedi işsiz adam, züppe oralı bile olmadı.
Bu ülkede bazılarının nasıl zengin olduklarını ve nasıl yaşadıklarını görüyoruz. Hayatın onların yaşaması üzerine kurulduğunu da.
Eşit olmamız için düzenlenen yasalar bile onlara arka çıkarken, onlara denizde karada ölüm yok. Denizlerin üzerinde kim bilir kaç suçluyu barındırıyor o sükseli tekneler, bunları hatırlatmanın da önemi yok artık.
Züppe, işsiz adamı hayal ettiği final sahnesinde göremeyince çekip gitti.
***
O işsiz adamı merak ediyorsanız, böyle bir adamı ne benim sözlerim yolundan çevirebilirdi ne züppenin küstahlığı.
Onu göz göze geldiği bir martı çevirdi yolundan. "Ben bu azgın dalgalara nasıl direniyorsam sen de diren" diyen bir martı.
MUTLULUK TAKVİMİ
Trafikte kurallara uy.
Pencerene bayrak as.
Her şartta barışı savun.
Pratik yemekler icat et.
Benden aldıklarını
Hesabıma yazdın da
Bir kere hatırımı
Sormadın bana hayat
Ucundan kenarından
Tutunamadım sana
Bir bardak çay içimi
Durmadın bende hayat
Yanlışlara sattın
Doğrularımı
Bir gün sen de bensiz
Kalırsın hayat
Ben seni ölümle
Aldatıyorum
En fazla canımı
Alırsın hayat
Hakkı YALÇIN
Lamı cimi yok, kötü insanlara bağışlanmış bir hayattır bu dünya.
Çocuk gelinler!
Sadece onların değil, doğuracakları çocukların bile geleceğinin tehlike altında olduğu varsayılırsa, çocuk gelinler gerçeğinin insani yanlarına bakmak zorunludur.
O çocuklar, "beni kadınlıkla sınamayın ben daha çocuğum!" diye haykırır duyulmaz, yasalar vardır da uyulmaz.
"Yaşından büyük gösteriyor" diye ahlaksız bir savunma biçimi vardır da o çocuklar aygırlığın itibarına karşılık kişneyen kısrak sayılırlar. İhtişamlı erkekler ülkesinde!
Gönder