Sosyal mecralar arasında eşsiz bir konumdaki Twitter’ın kaderi, Elon Musk’ın arka bahçesine düştüğünden beri bambaşka seyirde ilerliyor. Mikroblogging kavramını hayatımıza katan platform, yıllar boyunca özgür ifadenin merkeziydi. Ülke başkanlarından dünyaca ünlü sanatçılara, aktivistlere ve söyleyecek sözü olan herkese yer veren yapısıyla kendine has bir popülaritesi ve gücü vardı. Satışının gerçekleştiği 2022 Ekim ayından bu yana Twitter birçok çalkantı yaşadı ve sarsıldı. Bu haftaysa adeta yıldızlar çakıştı! Tarihinde ilk kez Twitter’a bir kullanım sınırı konuldu ve ortada spekülasyonlar dönmeye başladı. Aynı hafta içinde platforma rakip olmaya hazırlanan, Meta çıkışlı Threads uygulaması dünyaya ‘Merhaba’ dedi. Gelin sosyal medyada pusulaların yön değiştirmesine sebep olabilecek gelişmeleri yakından izleyelim. Her şey cumartesi günü Elon Musk’ın duyurusuyla başladı ve günlük tweet okuma sınırı 600’e indi. Doğrulanmış hesaplar içinse 6 bin tweet sınırı konuldu. Ardından kademeli olarak 800/8000 ve 1K/10K (1.000-10 bin) oranlarına yükseltildi. Elon Musk, kısıtlamaların aşırı oranda veri kırpıklayan ve sistemi manipüle eden yapay zekâ yazılımlara karşı tedbir amaçlı olduğunu belirtti. Twitter’ın yeni CEO’su Linda Yaccarino’nun açıklama yapması da 3 günü bulunca spekülasyonlara iyice yol açıldı. Engellemeyle karşılaşan kullanıcılar isyan ederken sosyal medyanın ‘bilirkişileri’ farklı teoriler üretmeye başladı. İşin içinde CIA’in olduğunu söyleyen de oldu, platformun artık Google Cloud’a para yetiştiremediğini iddia eden de... Üstelik hepsinin bir doğruluk payı var görünüyor. Elon Musk’ın kısıtlamaları duyurduğu ilk tweet’ine baktığımda, paralı üye anlamına gelen ‘doğrulanmış hesaplar’ ve ‘diğerleri’ arasındaki 10 kat erişim farkı, en güçlü sübliminal veri olarak dikkatimi çekti. Twitter’da para ödeyenle ödemeyenin artık bir olmadığı rahatça görülüyor. Web kırpıklama konusundaysa Musk’a hak vermek gerek. Twitter sayfasından okunan her tweet’in bir sunucu maliyeti var. Gerçek insanlar sorun değil, fakat robotlar saniyeler içinde binlerce hesabı taramaya koyulunca sunucu maliyetleri katlanmaya başlıyor. Şirketin ekim ayından beri masrafları kısmaya çalıştığı bilinen bir gerçek. Twitter’ın anlaşmalı olduğu Google Cloud’a bağlı sunucu maliyetlerinin astronomik rakamlara ulaştığı söyleniyor. Ayrıca Elon Musk’ın FBI, CIA gibi istihbarat birimlerinin sürekli ‘kırpıklama’ yapmasından rahatsız olduğu konuşuluyor. Neticede Musk’ın Twitter’dan para kazanma ve maliyet düşürme planı, geçici olduğu söylenen kısıtlama hamlesini bir nebze anlaşılır kılıyor. Ancak bu tepki toplayan sürecin Meta’nın Threads uygulamasının açılış haftasına denk gelmesi manidar oldu. Zamanlama talihsizlik mi, yoksa köprüden önce son çıkış çabasındaki Musk’ın ince bir hesabı mıydı, ileride göreceğiz. Twitter el değiştirdiğinden beri alternatif platform arayışı gündemde. Mastadon ve Blusky gibi projeler ilgi çekse de köklü Twitter’ın tahtına oturacak güçlü bir rakip çıkmamıştı. Instagram sayesinde sosyal medyayı halen domine eden Meta ise boşluğu fırsat bilip Threads adlı benzer platformu geliştirdi. ‘Fikir ve trendleri yazıyla paylaş’ mottosuyla sunulan uygulama, Instagram’ın bir uzantısı olarak geliyor ve aynı kullanıcı adıyla kullanılıyor. Sade, temiz ve kullanışlı Meta bünyesindeki Instagram, daha önce Snapchat ve TikTok gibi platformlardan kopyaladığı hikâyeler ve reels özellikleri sayesinde başarı yakalamıştı. Kopyalama işini iyi beceren Meta, kullanıcı sayısıyla da şimdiki yarışta avantaj sahibi. Instagram’ın 2,4 milyar aktif kullanıcısı var. Twitter’ın günlük aktif kullanıcısı 250 milyon civarında. Reuters’a gelişmeleri yorumlayan Battenhall sosyal medya danışmanlık CEO’su Drew Benvie, “Instagram kullanıcılarının 10’da 1’i Threads’i denemeye başlasa, Twitter’ı bir çırpıda yutabilir” tespitinde bulunuyor. Elbette herkes bir anda Threads’i baş tacı yapmayacaktır. Meta’nın kullanıcıları taşıması kolay olur fakat orada kalmalarını, yaşamalarını sağlamak asıl maharet. Perşembe günü dünyaya açılan platformu hızlıca inceleme imkânı buldum... Threads’in arayüzü, Instagram havasında bir Twitter gibi. Sade, temiz ve kullanışlı. Instagram’daki tüm listenizi otomatik takip etme seçeneği açılışta sunuluyor. Uygulamanın ilk saatleri olmasına rağmen muhabbet hızlı başlamış. Yeni mecranın rahatlığı ve heyecanı paylaşımlarda hissediliyor. Ünlüler de gelmiş, herkes serbest takılıyor. İrem Derici’nin “Kimse yokken rahat rahat küfredelim bari” mesajını görünce “Burası da olmuş” diyorum. Karakter limitinin 500 olduğunu bir paylaşımdan öğreniyorum. Threads ismi, alt alta eklenebilen mesajlardan geliyor. Yani ana eylem tweet atmak gibi değil, bir akış başlatmak. Her türlü medya paylaşılıyor. ‘Tweet’ Türkçede ‘tivit’ olmuştu, ‘thread’ ise zamanla ‘tred’ şeklinde lügate girebilir diye düşünüyorum. Threads’e şimdilik ‘tred açma’ dışında çok fazla özellik konulmamış. Yeni özellikleri yavaş yavaş ekleyeceklerdir. Threads, Twitter’a gerçek bir rakip olur mu zamanla göreceğiz. Her durumda, kendi akımıyla insanları sürükleyeceği ve popüler olacağı kesin görünüyor.
Web’den toplanan veriler nasıl değerlendiriliyor?
Gönder