Daha önce de asgari ücretten kaldırılmış verginin kaldırılacağını vaat etmişti.
İki karton üzerine çizilmiş “Hayatının projesi” diye paylaştığı acele ve acemice hazırlanmış video İngiliz The Economist, Fransız La Point, L’EXPRESS gibi dergilerin Kılıçdaroğlu’nu açık desteklerini açıkladığı günün akşamı “Ne Batı Ne Doğu, bu Türk Yolu” gibi başlıkla paylaşması gerçek projenin bu saçma açıklama olduğunu gösterdi.
Batılı ülkelerin algı operasyonu medyası tarafından açıkça desteklendiğinin açıklanması üzerine pekişen “Amerika ve Avrupa’nın adamı” algısını değiştirmek, “bağımsızlıkçıymış” havası vermek için “Ne Batı Ne Doğu, bu Türk Yolu” başlığıyla video yayınlamak algıyı değiştirme çabasıydı.
MANSUR YAVAŞ’IN KURNAZLIĞI
Benzer bir stratejiyi PKK/HDP ile yaptığı işbirliğini perdelemek için de ortaya koydu. Kemal Kılıçdaroğlu ile adayı olduğu 6’lı Masa partilerinin PKK’nın siyasi kolu HDP ile girdiği işbirliği zaman geçtikçe özellikle Kılıçdaroğlu bakımından “amaç birliğine” dönüşürken, bunun seçmende yarattığı rahatsızlığı gidermek için MHP kökenli ve ülkücü olduğunu söylenen Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş meydanlara sürüldü.
Yavaş, siyasi kurnazlık yaparak, HDP’nin adını hiç ağzına almadan ve PKK-HDP ilişkisine değinmeden, PKK ile Hüda Par’ı PKK ile eşleştirerek aklı sıra algı operasyonu yaptı, “PKK-Hüda Par ayrımı olmaz, teröristtir teröristtir. Hüda Par ve PKK’nın görüşleri aynı. Hüda Par’a da PKK’ya da karşıyız” dedi.
Oysa bir eşleştirme Hizbullah ile Hüd Par, PKK ile HDP ile yapılmalıydı. Ama siyasi kurnaz Mansur Yavaş, işbirliği yaptıkları HDP’nin adını PKK ile hiç yan yana getirmedi.
HDP’ye tek laf etmeyen Mansur Yavaş, ekrana çıkıp bir de PKK’nın siyasi kolu HDP’ye şu sözlerle sahip çıktı: “Belki Meclis’te olup derdini anlatmak istiyor, meşrudur eğer bu şekilde düşünüyorsa. Demirtaş’ın bir açıklamasını gördüm. Diyor ki, ‘PKK silah bırakmalıdır’.
Belki HDP bu şekilde Meclis’e gelip ‘Yeter artık silahları bırakın ne konuşulacaksa Meclis’te konuşulacak’ diyecek. Bunda kötü bir şey yok ki.”
YAVAŞ’IN YALANI AKŞENER’İN HEZEYANI
Yaratmaya çalıştığı algı operasyonunu eline yüzüne bulaştıran Mansur Yavaş, hükümetin hem İmralı’da hükümlü olan PKK elebaşı Öcalan’a hem de dağdaki teröristlere adam gönderdiği yalanını söyledi. Bu yalanı Meral Akşener de meydanlarda tekrarladı. Millet İttifakı’nın PKK/HDP işbirliğini perdelemek için o da Yavaş gibi kendisinin ülkücü kimliğini ortaya koyarak, “Eğer ben PKK’lıysam benim dokunulmazlığım yok, derhal beni tutuklayın şerefsizler, derhal tutuklayın ne işe yarıyorsunuz” dedi.
Kimsenin Akşener’e ya da Millet İttifakı ortaklarına “PKK’lısınız” diye bir iddiası olmadı.
Tüm bunlar, Kılıçdaroğlu’nun, PKK’dan talimat alan, milletvekili adaylarını hatta belediyelerdeki Meclis üyelerinin ve politikalarının PKK’nın belirlediği siyasi kolu HDP ile işbirliğini perdelemek için yapılmış açıklamalardı.
PKK’DAN KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK
HDP ile işbirliğinin anlamı, PKK ile işbirliğinden farksızdır. Nitekim dağdaki PKK’lı teröristler de buna karşılık Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’na desteklerini açıkladılar. Kemal Kılıçdaroğlu da PKK/HDP ile işbirliğini ve amaç birliğini perdelemek için dağdan teröristlerin açıklamalarının kendisini hedef aldığı saptırmasına sığındı. NTV’de katıldığı programda, “Kandil’den Millet İttifakı’nı desteklemeye yönelik bir açıklama kimin işine yarar? Bizi mi destekliyorlar, onları mı destekliyorlar? Akıl var, mantık var. Terör örgütü kalkıp da ‘Ben seni destekliyorum’ diyorsa aslında bu karşı tarafı destekliyorum demektir” dedi.
Elbette dağdaki teröristlerin destek açıklamaları Kılıçdaroğlu’nun adaylığına zarar vermek için değildi, HDP ile işbirliğine dair onay anlamına geliyordu.
Gönder